İŞE ALLAH’IN ADI ve GÜVENCESİYLE BAŞLAMAK
Bugünkü adıyla sözleşme, kontrat, antlaşma…
“Onlar ki inandılar ve iyi işler yaptılar, elbette biz işi güzel yapanın ecrini (mükâfatını)
zayi etmeyiz. (Kehf 30)”
Kim bir işi yaparken, işe her imkânı lûtfeden Allah Teala’yı şahit tutarak, doğruluğuna
ve taraflarına inanarak besmele ile başlar, şükrederek devam ederse onun işi asla
aksamaz. Çünkü Yaradan onun en büyük sigortası, garantörü ve tamamlayıcısıdır.
Bu sistemde arabamız, evimiz, özel eşyamız ve emanet olan bedenimizi özel sigorta
ve sağlık sigortasıyla ihtiyaç ve kaza anında kullanmak ve masrafları gidermek
maksadıyla kullanıyoruz. Halbuki ilâhi sistemde manevi sigorta çok daha kıymetli ve
süreklidir.
Manevi sigorta doğduğumuzda kulağımıza ezan okunması ile başlar. Şükür namazı
ve akika kurbanı ile misafirlerimize mevlit merasimindeki ikram ve dualarla devam
eder.
Kaza olduktan sonra, zararınızı öderiz ifadesi yaraları sarmıyor. Önemli olan kazanın
meydana gelmemesi ve hiç zarar olmaması. Öyleyse helal olanlara koşalım, haram
olanlardan kaçalım. Her şey için, her şeyin Rabbine sığınalım.
En güzel sığınma, Allah’a yapılan sığınma. O, her zaman kullarına merhametlidir. O,
ceza verirken bile biz düzelelim, yolumuzu bulalım diye bize hatırlatmalar
yapmaktadır. Allah yolunda olmak demek, emrettiklerini yapmaktır. Affedici olmaktır,
vaat ettiğini yapmaktır. Küçüklere ve büyüklere şefkatli ve merhametli olmaktır. En
büyük hüküm verme (mahkeme-i kübra) yerine hazır olmaktır. Şeytanın emrettiği
şeyler özgürlük verir gibi gözükürken, Kur’an ifadesiyle, insanı fakirliğe ve acizliğe
sürükler. Allah’ın emrettiği şeyler hakikate, mağfirete ve zenginliğe davet eder.
Güzelliklere nail olmak temennisiyle…